SİNOPE KADAR GÜZEL SİNOPE
Dedesi Kuzey'e hadi hazırlan gidiyoruz demiş ve kendilerini birden Sinope'nin Karadeniz'in adeta bağrına bir bıçak gibi saplanan volkanik Sülük Gölü denilen kraterinin üstünde uçurtma uçururken bulmuşlar. Kuzey uçurtmayı alıp geri geri giderek dedesinden biraz uzaklaşmış ve rüzgarla birlikte uçurtmayı bırakmış, dedesi de koşmaya başlamış. Kuzey'in ayakları uçurtmanın kuyruğuna dolaşmış ve Kuzey birden kendini havada buluvermiş. Dedesi heyecanla ''Kuzeeey korkma sıkı tutun bende yanına geliyorum'' demiş ve uçurtmanın ipine dolanarak Kuzey'in yanına kadar gitmiş.
Kuzey dedesinin elinden tutmuş ve hoop uçurtmanın arkasına beraberce uzanıp uçmaya başlamışlar. Gökyüzünde sanki bir kartalın kanatlarınaymış gibi süzülüyorlarmış. Kuzey aşağıda Sinope'nin o seyrine doyulmaz güzel manzarasına bakarak ''dedem Zeus haklıymış Dünya güzeli Sinope ancak bu kadar güzel bir yerde saklanabilirmiş ve gerçekten Sinope (Sinop) Sinope kadar güzel'' demiş. Kuzey uçurtmanın sırtında sanki zaman yolculuğu yapıyormuş. Birde beraber aşağıya doğru süzülmüşler ve onlarda çocukların arasına karışmışlar ama onları çocuklar hiç fark etmemiş .Çocuklar kumsalda karakumların içinde oyun oynuyorlarmış kumlardan ortaya bir tepe yapmışlar ve üzerine de bir çubuk dikmişler tepenin etrafındaki çocuklar dikkatini çekmiş ''dedem ben bunları tanıyorum galiba'' demiş ''bak bak şu babama benziyor diğeri de amcam ve yanında ki de Doruk Amcam sanki'' demiş ''ama diğerlerini tanıyamadım galiba Sinope'den arkadaşları demiş.'' çocuklar onların farkına varmadan oyuna başlamışlar. Herkes kendi tarafındaki tepenin altından doğru kumları eşelemeye başlamış çünkü çubuğu ilk önce kim düşürürse o denize girecekmiş. Heyecanla seyretmeye başlamışlar.
O kadar yavaş yapıyorlarmış ki çubuk bir türlü düşmüyormuş ama sonunda çubuk Mert'in tarafına doğru eğilmeye başlamış ve hoop Mert'in önüne düşmüş. Mert denize girecekmiş gibi koşmuş ama sonra kaçmaya başlamış ama kaçmanın da cezası varmış. Yağız, Doruk ve diğer arkadaşları Mert'i yakalamak için hep beraber koşmaya başlamışlar ve onu kıskıvrak yakalayarak iskelenin ucuna getirip altı okka yapmak için ellerinden ayaklarından tutup hep beraber 1,2,3 diye sayıp iskelenin ucunda denize atıvermişler, o günde deniz soğuğu varmış ve Mert'in denize düşmesiyle yüzeye çıkması bir olmuş. Kuzey de birden hızla koşmaya başlamış ve ''babaaamm bende geliyorum bekle'' diyerek hoop denize balıklama atlamasıyla dedesinin kucağında uyanması bir olmuş.
Yorumlar
Yorum Gönder