7. MASA TENİSİ TURNUVAMIZ


                    Dört aylık bir hazırlık evresinden sonra 7. sini düzenlediğimiz 7. Fenerbahçe Veteran Masa Tenisi turnuvasını gerçekleştirdik. Pandemi öncesi planlarımızda olan turnuva pandemi nedeniyle ertelenmişti. Her Sinop'a gittiğimde arkadaşlarla yaptığımız konuşmalarda nasıl bir turnuva yaparız diye konuşuyorduk ve sonunda gerçekleştirdik. Turnuvanın Sinop ayağında önce Sinop Masa Tenisi İl Temsilcisi Bora Öztaşçı ve daha sonra da Sinop'a antrenör olarak atanan Bekir Türker Hocanın üstün gayretleri, İstanbul ayağında ise Fenerbahçe Veteran Masa tenisi Kulübü yönetiminin ve üyelerinin  gerçekten yürekten katılımları ile bu turnuvayı gerçekleştirdik.            

                Aksaklıklar omadı mı, çok oldu ama hepsini bir şekilde hallettik. Türkiye'nin dört bir tarafından aileleri veya arkadaşları ile beraber gelen yaklaşık iki yüz kişilik bir katılım sağlandı. Katılımcı arkadaşların hepsine aksaklıklardan dolayı verdiğimiz rahatsızlıkları hiç sızlanmadan kabul ettikleri için çok teşekkür ederiz. Bu bir ekip çalışmasıydı ve herkes elinden gelen azami gayreti gösterdi. Bora ile Bekir Hoca ferdi olarak bu turnuvaya katkı verdikleri için onların isimlerini yazdım. Biz bir kurum olarak bu turnuvayı düzenlediğimiz için başarı ve başarısızlıkları Fenerbahçe Veteran Masa Tenisi Kulübü olarak karşıladık. Onun için bu turnuvanın her şeyi kulübümüze aittir. Turnuvada bir eksiğimiz vardı Avni arkadaşımız yoktu ama bizimle olduğuna adım gibi emindim.

               Birazda turnuvadan bahsetmek gerekirse, Sinop'a ilk giden arkadaşımız Yasin oldu,sonra pazar akşamı bizde İstanbul'dan yaklaşık otuz kişilik bir grup olarak otobüs ile yola çıktık ve sabahın erken saatlerinde kalacak olduğumuz KYK yurduna geldik . Ufak tefek arızalardan sonra herkes yurda yerleşti. ve turnuva gününe kadar münferit olarak gelen arkadaşlar da hiç bir problem yaşamadan KYK yurtlarına yerleştiler. Sıra turnuvadan önce düzenlemiş olduğumuz gezilere geldi. İlk gezimiz Salı sabah 11.00 de tekne ile koyları gezerek  adayı dolaşıp Hamsilos'a gitmek olarak planlanmıştı ama olmadı çünkü o gün adada füze deneme atışları varmış ve hiçbir tekneyi ada burnuna yanaştırmadılar. Bu ilk olumsuzluktu 2. olumsuzluğumuz tekne gezimizde öğlen yemeği için balık ekmek yemekti ama oda olmadı çünkü teknenin kaptanı olan arkadaşım geziden birkaç gün önce bana balık ekmeğin sıcakta zor olacağını bozulma riski olduğunu, balıkların dondurulmuş olduğu için bekleme esnasında bozulabileceğini söyledi ve bize pide yaptıralım dedi bizde yönetim olarak kabul ettik ve öyle oldu. Burada katılan arkadaşları bu konuda bilgilendirmediğimiz için hata ettik. Ama doya doya gezdik istediğimiz yerde denize girdik.

                Çarşamba günkü gezimiz Erfelek Tatlıca Şelaleleri idi ve saat 10.00 da herkes gezi için gelen araçta idi. Erfelek'te kahvaltı yapacağımız restoronta gittik orada isteyen kahvaltısını yaptı ve burada da ufak tefek olumsuzluklar oldu ama herkes anlayışla karşıladı ve tekrar şelalelere gitmek için yola çıktık. Şelalere giriş paralı idi ve biz bunu da arkadaşlara söylemediğimiz için problem oldu ama ben de oranın paralı olduğunu bilmiyordum. Neyse bunu da hafif atlattık ve 28 katlı Tatlıca Şelaleleri'ne girdik burada isteyen piknik alanında oturdu isteyen 28 katlı şelalelere tırmandı. Dönüşte Kılıçlı Köyü'ne uğrayarak Yücel Ablam ile kızları Aycan ve Aylin'in katkılarıyla kurulan Sinabeli Kadın Kooperatifi'nin ürettiği kilimleri gördük ve yapılışları hakkında bilgi aldık ve o günüde öyle geçirdik. Sonrasında herkes serbestti, istediğini yaptı. Biz de yönetim olarak kuraları hazırlandık aksaklık çıkmaması için elimizden geleni yaptık ama yine de bazı olumsuzluklar oldu. Turnuva hiç aksamadı. Birinci gün tek erkek ve tek kadın yaş grupları 2.gün çift erkekler çift kadınlar müsabakaları, üçüncü gün de mixler ve open turnuvası yapıldı. Bu üç günde turnuvayı hiç aksatmadan yöneten Sinop ve çevre illerden gelen resmi hakemlerle baş hakem Musa Güner, Salon amiri Akın Açıksoy ve görevli tüm arkadaşlara teşekkür ederiz.

         

           Turnuva pazar günü bitti bir hafta müthiş güzel havalar oldu. Herkes doya doya masa tenis oynadı, denize girdi. Pazartesi günü sabah giderken sanki Sinop ağlıyordu. Sinop bizi güneşli bir günde karşıladı ve yağmurlu bir günde uğurladı., yani sanki tekrar gelmemiz için arkamızdan su döküyordu.




Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

CANIM ANNEM

Resim
Annem her zaman erken kalkar namazını kılar ve kahvaltıyı hazırlayıp evdekileri öyle kaldırır. Hep beraber kahvaltımızı yapar, babamı işe bizi de okula yolcu eder sonra da ev işleriyle uğraşırdı. Beni her sabah tertemiz giydirir, siyah okul önlüğümü ve beyaz yakalığımı mutlaka ütüleyip okula öyle gönderirdi. Sabah evden nasıl tertemiz ütülü elbiselerle çıktıysam, akşam okuldan eve geldiğimde mutlaka kirlenmiş ve önlüğüm mutlak ya sökülmüş ya da yırtılmış olurdu. Annem hiç üşenmez ertesi gün beni yine tertemiz okula gönderirdi. Okulla evimiz çok yakın sayılmazdı yürüyerek beş dakika ya sürer ya da sürmezdi. Babam da tekelde çalışıyordu ve orası da bayağı uzak sayılırdı beş dakika ya sürerdi ya da sürmezdi.  Sinop'ta bütün mesafeler beş dakika uzaklıktaydı. Herkes öğle yemeğinde evde olurdu.  Babam da her öğlen eve gelirdi ve biz de babam gelmeden evde olurduk. Yemeğimizi yer sonra babam işine bizde okula giderdik. İstiklal İlkokulu çok güzel, eski bir okuldu ve yanında da ye...
Devamı

BABAMIN ÇÖZÜMÜ

Resim
           1960 lı yıllarda Sinop merkezde üç ilkokul vardı. Benim okuduğum İstiklal İlk Okulu ,Gazi Mustafa Kemal İlk Okulu ve Cumhuriyet İlk Okulu. Okullar o zaman tam gün öğretim yapıyor. Sabah gidiyoruz öğle yemeğe geliyoruz ve öğleden sonra da üçte okul bitiyor. Biz beş dakikalık yolu ancak iki saatte gelebiliyoruz. Saat beşi geçirmememiz gerekiyor. Çünkü babam beşte işten çıkıyor.            Okuldan eve gelirken vakit nasıl çabuk geçiyor anlatamam. Arkadaşlarla kavga dövüş oynayarak herkes evine dağılıyor. Okul çıkışı arkadaşlarla evlerimize gidiyoruz yine evin önüne gelen ayrılıyor ve ben Kahveci Osman Amcaların orada yalnız kalıyorum ve oradaki boş arsada kendi kendime oynamaya başlıyorum. Oyun da ne? Yerde bulduğum yeşil bir boş şişeyi kırıyorum ve parçaları elime alıp onları tekrar arsada bulunan bir ağaca nişan alıp atıyorum.               Kırık camların hepsini attım elimde sadec...
Devamı

YUSUF İLE PLAKA BİLMECE

                Aşağı Mahalle de iki hane var. Murat ve Şevket Dedeler ve biz Süleyman Dedem. Babamlar dört kardeş .Kemal Amcam, Ayşe Halam ve Asiye Halam. Murat Dede ve Şafize Anneanne. Çocukları Arif Amca, Nusret Amca, Emine Hala, Şaziye Hala, Melek Hala. İşte aşağı mahallede bulunan iki hanenin sakinleri. Hatırladığım ,köyün iki küçük çocuğu Zihni ve Yusuf. İki kuzen hem de iyi arkadaş.                   Yazın okul tatil olduğunda köye geliyoruz. Yaz boyunca köydeyiz. Bir de çok güzel bir çoban köpeğimiz var adı Karabaş. Hep bizimle beraber. O yanımızdayken korkusuz oluyoruz. Karabaş yanımızdayken kimse bize birşey diyemiyor Karabaş hemen hırlıyor. O zaman yukarı mahallenin de köpekleri var ama aşağıya inemiyorlar korkudan. Biz de yukarı çıkamıyoruz aynı sebepten. Ama yanımızda Karabaş olunca hiç fark etmiyor diğer köpekler korkudan seslerini çıkaramıyor.             ...
Devamı