UÇ, UÇ, SABAH'IM
Ablam ve abim aynı apartman da oturuyorlar ve ben de ablam da kalıyorum. O zaman iş yerimiz karşıda Karaköy de. Her sabah Marmara Pastahanesinin karşısından minibüse binip Kadıköy'e oradan da vapura binip karşıya geçiyoruz. Akşamları da ters işlem yapıyoruz.
Bazen sabahları acaip sis oluyor ve o zaman vapurlar çalışmıyor. Kadıköy İskelesi miting alanı gibi oluyor. Herkes işe yetişme telaşında bir o tarafa bir bu tarafa koşuyor. Trafik felç iğne atsan yere düşmüyor. Sis olduğunda seyyar satıcılar ve motorlar bayram ediyor. O küçük 10-15 kişilik motorlar kapasitelerinin 3-4 katı yolcu alarak sefer yapıyorlar. Kimsede korkmuyor.Şimdi nasıl mülteciler botlara tıklım tıklım doluşuyorsa öyle oluyor.
Bu, günlük koşuşturmanın yorgunluğu da eve gidince yeğenlerimle vakit geçirerek atılıyor. Bazen
ablamla abimlere gidiyoruz bazen abimler bize geliyor. Bu akşam oturmalarının birinde abimlerdeyiz.
Ablam, ben, Nurcan, Yiğit, Ayşe. Ağıt yok o yatılı okuyor ve bir de Sabah. Sabah daha küçük 3-4 yaşlarında. Sabah otururken yanıma geliyor ve her zaman çok hoşuna giden ayaklarımın üstüne basıp
zıplatmamı istiyor. Pencerenin önündeki koltukta oturuyorum ablam yanımda karşıda Nurcan oturuyor ve ben Sabahı zıplatmaya başlıyorum. Önce zıplamalar yavaş oluyor daha başı başımın hizasındayken tutuyorum ve son zıplama müthiş oluyor Sabah başımın üstünde arkaya açık pencereye doğru gidiyor, Nurcan o heyecanla fırlıyor ve Sabahı pencereden uçmadan yakalıyorum.
Bazen sabahları acaip sis oluyor ve o zaman vapurlar çalışmıyor. Kadıköy İskelesi miting alanı gibi oluyor. Herkes işe yetişme telaşında bir o tarafa bir bu tarafa koşuyor. Trafik felç iğne atsan yere düşmüyor. Sis olduğunda seyyar satıcılar ve motorlar bayram ediyor. O küçük 10-15 kişilik motorlar kapasitelerinin 3-4 katı yolcu alarak sefer yapıyorlar. Kimsede korkmuyor.Şimdi nasıl mülteciler botlara tıklım tıklım doluşuyorsa öyle oluyor.
Bu, günlük koşuşturmanın yorgunluğu da eve gidince yeğenlerimle vakit geçirerek atılıyor. Bazen
ablamla abimlere gidiyoruz bazen abimler bize geliyor. Bu akşam oturmalarının birinde abimlerdeyiz.
Ablam, ben, Nurcan, Yiğit, Ayşe. Ağıt yok o yatılı okuyor ve bir de Sabah. Sabah daha küçük 3-4 yaşlarında. Sabah otururken yanıma geliyor ve her zaman çok hoşuna giden ayaklarımın üstüne basıp
zıplatmamı istiyor. Pencerenin önündeki koltukta oturuyorum ablam yanımda karşıda Nurcan oturuyor ve ben Sabahı zıplatmaya başlıyorum. Önce zıplamalar yavaş oluyor daha başı başımın hizasındayken tutuyorum ve son zıplama müthiş oluyor Sabah başımın üstünde arkaya açık pencereye doğru gidiyor, Nurcan o heyecanla fırlıyor ve Sabahı pencereden uçmadan yakalıyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder