Kayıtlar

2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

MERT KUZEY

Resim
        Mert Kuzey geldi. 9 aydır bekliyorduk, Çocuklar ilk haber verdiklerinde içim de şöyle bir şeyler kıpırdamıştı acaba ne oluyordu. Çok sevinmiştim çocukları zaten çok seviyordum. Bu sevgi Ağıt ile başlamış sonra Yiğit, sonra Ayşe ile devam etmişti. Onlar benim başımın tatlı belalarıydı. Büyüdükçe sevgileri de büyüdü. Sonra Sabah geldi sonra Mert sonra Doruk sonra Yağız. Ailemiz durmadan büyüyordu . Sonra bir baktık Ali geldi sonra Leyla sonra Yaz ve Zeynep .          Hayatımız da devamlı bir şeyler oluyordu. Gidenler gelenler. Bir taraftan genişliyoruz bir taraftan daralıyoruz. Hayatın döngüsü içinde neler olduğunun pek farkına varamıyoruz. Kaybettiklerimize üzülüyoruz gelenlere seviniyoruz. Doğum, ölüm, düğün hep dostlarla arkadaşlarla akrabalarla bir anlam kazanıyor. Dünya telaşesi içinde dostluğun arkadaşlığın akrabalığın anlamını pek kavrayamıyoruz ama böyle günlerde insanın arkadaşlığa dostluğa akrabalığa ne kadar ihtiyacı olduğu ...

CİCİ KUŞ CİCİ KUŞ - VICIK VICIK

Resim
Hafta sonu çocuklar Şile'ye gitmişti. Pazar günü de biz kahvaltıya gittik. Sabah evden çıktığımızda hava yağsam mı yağmasammı diye düşünüyor gibiydi. Şileye gidene kadar birkaç yerde sağanak olarak yağdı. Şile'ye vardığımızda güneş açmış sıcak bastırmıştı. Arzu Hanım, Ersin Bey, çocuklar Damla, Simge(Kuzey), Mert,  Zehra , Zihni ve tabi ki Bafyy ve arkadaşları. Çok güzel bir kahvaltı ve sohbet ile gün devam ediyor bahçe de geziliyor havuza kaçan kurbağalara çare aranıyor ama komşunun bahçesinde ki gölete çare bulunmadan kurbağalara çare bulunamayacağı anlaşılıyor. Öğlen sıçağından sonra ormanda biraz dolaşmak için Ersin Beyle çıktık ve hemen evin önünde ki ormanda yürüyüşe başladık. Köpekler de önümüzden koşarak ilerliyorlardı. Sağa sola çalıların için girip çıkıyorlar kendileri için bir şeyler arıyorlardı. Köpekler 2 tane İtalyan Seteri,  biri de Golden cinsi Ersin Beyin gözbebeği Bafyy. Seterler bir çalının önünde durup öyle kaldılar ve biz de neye bakıyorlar diye baktıkl...

SİNOP 6.VETERAN MASA TENİSİ TURNUVASI

Resim
        Geleneksel hale getirdiğimiz Sinop 6. Veteran Masa Tenisi turnuvasını 14-17 Haziran 2018 tarihleri arasında gerçekleştirdik.          13 Haziran çarşamba günü saat 23.00 de  Kadıköy Evlendirme Dairesinin önünden 23 sporcu ile hareket eden otobüsümüz normalde 9-10 saat sürecek yolculuğa çıktı. Fakat trafik yoğunluğundan dolayı yolculuğumuz yaklaşık 15 saat sürdü. 14 Haziran perşembe günü saat 14.00 de Sinopark otelin önündeydik. Hemen odalarımıza yerleşip saat 16.00 da denize gitmek için sözleştik ve Karakum'a yüzmeye gittik. Hava gündoğusu ve deniz hafif çalkantılı idi. Ama her şeye rağmen çok güzeldi ve denize geldiğimize değdi. Deniz yol yorgunluğumuzu alıp gitmişti.         Denizden çıktıktan sonra Türkiye'nin en güzel sağlıklı yürüyüş parkurlarından olan 3000 metrelik Karakum yolundan Sinop'a yürüdük.  İyice acıkmıştık, Cem Kıtchens'ta Sinop'a özel mantıları ve Cem'e özel Cemburgerleri afiyetle y...

SEVGİLİ MUSTAFA KONUKÇU MEKANIN CENNET OLSUN

       Mustafa Konukçu kardeşimi kaybetmişiz. Haberi okuyunca olduğum yerde kalıverdim. 50 yıllık arkadaşlığımız kardeşliğimiz gözümün önünden film şeridi gibi geçiverdi. Beraber ne günler geçirmiştik.        Ben Sinop'tan ayrılıp İstanbul'a gittikten sonra da görüşmeye devam ettik öyle sık olmasa da Sinop'a geldiğimde mutlaka uğrardım. Onu her zaman dükkanın da bulacağımı biliyordum ve her geldiğimde ziyaret ediyordum. Beni görünce hemen ''ooo kardeşim gelmiş o votka öyle içilmez böyle içilir'' diye daha önce başımızdan geçen küçük maceramıza atıfta bulunurdu.        Sinop'a geldiğimiz bir gün Mustafa ve arkadaşlarla buluşup hem balık yakalama hem de tekne gezisi yapıyorduk. Tekneyle kıyıdan biraz açılmıştık. Yakaladığımız balıkları pişirip yiyor ve bir taraftan da içiyoruz. Deniz hafif çalkantılı, aradan biraz zaman geçtiğinde alkolün ve denizin etkisiyle mideler bulanmaya başlamıştı ve herkes istifra ediyordu. Bir ben istif...

NURETTİN AMCAYI İLK VE SON GÖRÜŞÜMÜZ :(

         Her zaman olduğu gibi sabah işe gitmek üzere evden çıktık ve Kadıköy'e iş yerine doğru yola koyulduk. Acıbadem caddesine çıktığımızda simitçi arkadaşta cadde üstündeki seyyar büfesini hanımına bırakmış kendisi de simit arabasını almış o gevrek sesiyle simit satmaya başlamıştı, selamlaştık ve herkes amacına doğru yola koyuldu. Hava biraz sisli idi, Acıbadem köprüsünün altından geçen ve Avrasya tüneline giden yolda yine çok trafik vardı. Biz trafiğe girmemenin ve yaya olmanın rahatlığıyla yolumuza devam ettik.         Hayat rutin şekliyle devam ediyor. Evden işe kadar 2600 metrelik bir yolumuz var ve bu yolu her sabah ve akşam yürüyerek gidip geliyoruz. Her gün yürüyerek gidip geldiğimiz için yolumuz üzerindeki her şeye aşina olduk. Sabah yürüyüş yapanlar ayrı, akşam yürüyüşü yapanlar ayrı Güzergahımız üzerinde bir değişiklik olduğunda hemen fark ediyoruz. Bak bugün bunlar yürüyüşe çıkmadılar acaba hastalar mı? Yarın bakalım görecek ...