NURETTİN AMCAYI İLK VE SON GÖRÜŞÜMÜZ :(

         Her zaman olduğu gibi sabah işe gitmek üzere evden çıktık ve Kadıköy'e iş yerine doğru yola koyulduk. Acıbadem caddesine çıktığımızda simitçi arkadaşta cadde üstündeki seyyar büfesini hanımına bırakmış kendisi de simit arabasını almış o gevrek sesiyle simit satmaya başlamıştı, selamlaştık ve herkes amacına doğru yola koyuldu. Hava biraz sisli idi, Acıbadem köprüsünün altından geçen ve Avrasya tüneline giden yolda yine çok trafik vardı. Biz trafiğe girmemenin ve yaya olmanın rahatlığıyla yolumuza devam ettik.
        Hayat rutin şekliyle devam ediyor. Evden işe kadar 2600 metrelik bir yolumuz var ve bu yolu her sabah ve akşam yürüyerek gidip geliyoruz. Her gün yürüyerek gidip geldiğimiz için yolumuz üzerindeki her şeye aşina olduk. Sabah yürüyüş yapanlar ayrı, akşam yürüyüşü yapanlar ayrı Güzergahımız üzerinde bir değişiklik olduğunda hemen fark ediyoruz. Bak bugün bunlar yürüyüşe çıkmadılar acaba hastalar mı? Yarın bakalım görecek miyiz? Aaa bak dükkan kapanmış daha yeni açılmıştı diyerek işimize gidiyoruz.
          Dörtyol ışıkları geçtik  Ahtapot Gönüllüleri Derneği önüne geldiğimizde karşımızdan 70-75 yaşlarında beyaz saçlı hafif şişman bir amca elinde kolisiyle yürürken tam yanımızda derneğin kapısında birden elindeki koliyi yere bırakarak yere yığılıverdi. Kafasını yere çarpmadan yakaladım
ve yavaşça yere yatırdık. Kalp krizi geçiriyordu ve bir şey yapamıyorduk, sadece başını yüksek tutmaya çalışıyordum Zehra hemen ambulansa haber verdi. Genç bir kız geldi ben ilk yardım biliyorum ama yapamam dedi ve kalp masajı için nabzın durmuş olması gerektiğini söyledi .Velhasıl hiç bir şey yapamıyorduk ve amca adım adım sona doğru yaklaşıyordu. O sırada yoldan gecen asayiş polisleri de geldi onların da ilk yardımdan haberi yoktu ve onlarda ambulans çağırdılar.
Amcanın çantasının üstünde ismi ve telefon numarası yazıyordu numarayı çevirdik ve kendi cep telefonu çaldı telefonundaki aranan son numarayı arayarak akrabalarına haber verdik. Çantasında bir sürü ilaçları vardı ama ne yapacağımızı bilemiyorduk. Aradığımız telefondan eşinin Ayvalık ta yazlıkta olduğunu ve amcanın da muhtemelen eşinin yanına gittiğini anladık. Sonunda ambulans geldi. Kalp masajı yaptılar, Zehra amcanın kolisini yanına koydu ve hemen ambulansa alarak gittiler.
        O zaman ilk yardım kursuna gitmediğime çok pişman oldum . İlk yardımı bilseydim belki de.....
        Ne olursa olsun bana ne dememek ve herkesin ilk yardımı öğrenmesi gerek.
        (Bu olaydan kısa bir süre sonra ilkyardım kursuna yazıldım ve Mesut- Arzu Turan ile belgelerimizi aldık.)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

CANIM ANNEM

BABAMIN ÇÖZÜMÜ

YUSUF İLE PLAKA BİLMECE