KAÇIYORUZ
Bu sabah her zaman olduğu gibi saat sekize doğru evden çıktım. Hava daha yeni aydınlanmaya başlıyordu. Ocak ayının sonlarına doğru olmasına rağmen hava çok güzel hafif lodos esintisi altında ofise Kadıköy'e doğru yürümeye başladım. Hep aynı saatte çıktığım için karşıma ne çıkacak biliyorum simitçi köşede yerini almış mesaisinin bitmesini bekliyor, çünkü ben yanından geçerken hanımı gelip mesaiyi devralıyor. Köprünün altına Avrasya tünelinin trafiği yansımış oluyor. Köprüyü geçip ışıklara geldiğimde uzun boylu kapşonlu kız hızlı adımlarla yanımdan geçiyor. Kadıköy'den Acıbadem'e yukarı doğru yürüyenler de tamam. Yani her şey olağan seyrinde ilerliyor. Acıbadem Dörtyol ışıklarla Yıldız Bakkal ışıkların tam ortasına geldiğimde arkamda metal bir şey yere düştü. Dönüp baktığım da 20-25 yaşlarında sakallı biraz hırpani kılıklı genç bir çocuğu yere düşen levyeyi alırken gördüm. Tinerci olduğu hemen anlaşılıyordu. Ben biraz hızlanıp onu arkada bırakmak istedim ama o ...