Kayıtlar

2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

AVLANAN KUŞLAR

        Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde deve tellal iken pire berber iken Kuzey dünya gezegeninin beşiğini tıngır mıngır sallarken, birden Kuzey'in başı dönmeye başlamış. Hemen dedesine gitmiş ''dede benim başım mı dönüyor yoksa dünya mı dönüyor?'' dünya döner miymiş dünya dönmez miymiş ona anlatır mıymışım.         Ben hemen büyük bir sevinçle ''buraya gel'' dedim, o da yanıma geldi ve ikimiz beraber kendi dünyamızın içine giriverdik. Ben Kuzey'e ''bak arkadaşım herkesin kendine ait bir dünyası vardır, bir de bizim dünyamız var, yani seninle benim. Şimdi bizim dünyamızda dolaşacağız biraz'' dedim ve dünyanın kapılarını araladık, oradan cumburlop kendi dünyamızın içine  atladık, atladık ama bir türlü yeryüzüne inemedik.         Gökyüzünde  kocaman kocaman bulutların arasında düşmeye başlamışlar. Koskocaman bir bulut kütlesine doğru hızla düşüyorlarmış. Bulut kütlesi, kocaman bir pamuk yığı...

ÇITALI UÇURTMA

               Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. Deve tellal iken, pire berber iken Kuzey dedesinin beşiğini tıngır mıngır sallarken.                Kuzey dedesine "dede bana uçurtma yapar mısın  ama kocaman olsun " demiş. Dedesi de ''tamam o zaman gel beraber yapalım'' demiş ve ikisi beraber dedesinin çalışma odasına geçmişler. Kuzey dedesinin çalışma odasını ilk defa görüyormuş ve onun içinde çok merak ediyormuş. Dedesinin çalışma odası aslında amcasının odasıymış. Kuzeyin babası ile amcası evlenip evden ayrılınca ikisin odası da boş kalmış. Dedesi de amcasının odasını kendisine çalışma odası, babasının odasını da spor odası yapmış. Spor odası aslında Kuzeyin odasıymış.  Duvarda kocaman Kuzey'in resmi varmış.           Çalışma odasına  girince kapının tam karşısında ki camın sağında bilgisayar masası solunda da yatak ve dolap varmış. Oda...

MAKBULE VE CEVAHİR

Resim
         Tosunbey Köyü  orta mahalle iki kız kardeş Makbule ve Cevahir.         Cumhuriyetin ilk yıllarında doğmuşlar. İki de ağabeyleri var Mustafa ve Kemal. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda halk tarafından o kadar  çok özümsenmiş ki, o zaman göre Türkiye'nin en ücra köşelerinden biri olan Sinop'un ormanların içinde kalmış bir köyünde bile çocuklara verilen adlar hep Atatürk sevgisinden dolayı Mustafa ve Kemal abiler, Makbule ve en küçükleri Cevahir. Yaşamları nüfusu 30 bilemediniz 40 kişiyi geçmeyen bir köyde başlamış ve kardeşler evlenene kadar bu köyde yani Tosunbey'de yaşamaya devam etmişler. Makbule aynı köyden Cemal ile evlenmiş, Cevahir Gümenez (şimdiki adı Yakakent)'e Arat' lara gelin gitmiş, Dursun Arat'la evlenmiş.          İki kız kardeş canım annem Makbule ve  anne yarısı Teyzem Cevahir. İki kız kardeşin belki de ilk ayrılıkları evlenince olmuş belki değil kesin öyle olmuş. Annem ...

KÖSENİN MOTORU

Resim
 Kösenin Motoru        İnsanların yaşları ilerledikçe sohbetler hep geçmişten oluyor. Biz de Meftunla bir araya geldiğimizde (yanlışlıkla yaşlı olduğumuz anlaşılmasın)  sohbetlerimiz hep geçmişten oluyor ve işte şöyle oldu, işte böyle oldu gibi  muhabbetlerimiz olur.       Bu günkü muhabettimiz de bizim de şahit olduğumuz Kösenin motoruna (o zamanlar hücum botu diyorduk) sahil güvenlik gemisinin çarpması idi. Ben hayal mayal hatırlıyordum ama Meftun olayın tam içerisinde olduğu için  o çarpışma anını her anlattığında sanki o anı yaşıyordu . Bende onun anlattıklarından bu yazıyı çıkardım. Aradan 50-55 sene geçmiş eksiklikler ve fazlalıklar olabilir olay aşağıdaki gibi yaşanmıştı.              ''Bir yaz günü evin penceresinden jandarma botunun geldiğini gördüm ve hemen evden apar topar çıkarak iskeleye doğru koşmaya başladım. Çünkü iskeleye yanaşan hücum botunun kalkarken yapmış olduğu ve içinde bulu...

OKULDA İLK GÜN

Resim
             Herkesin hayatında dönüm noktaları oluyor. Dün de torunum Mert Kuzey'in hayatının en önemli dönüm noktalarından biriydi . Tarih 12.09.2022 pazartesi  Kuzey Mert anaokuluna başladı. Sabahtan Simge ve Mert'in paylaştıkları resmi görünce birden hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçti. Biz de o günlerden geçmiştik ve şimdi torunumuz o günlerden geçiyordu. Kuzey sırtında çantası ile öyle mutlu poz vermişti ki, ayaklarının üstünde dimdik duruyor ve hayata  ''bu dakikadan itibaren ben de buradayım, her şeye hazırlıklıyım'' mesajını veriyor.     Bu resmi görünce aklımda milyonlarca düşünce geçmeye başladı. Sanki Kuzey'in hayatı gözümün önünde canlanıvermişti. Dünyanın binbir zorlukları içine birden balıklama dalıvermiş gibiydi. Kim bilir nelerle karşılaşacak, nasıl sevinecek, nasıl üzülecek, nasıl şaşıracak, nasıl korkacak ama hepsine karşı cesur, makul ve özverili olacak. Her şeyden ders çıkaracak, hayatın bir tecrübele...

SİZLERİ ÇOK SEVİYORUM VE ÇOOKKKK SEVİLİYORUM

          Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde deve tellal iken pire berber iken Kuzey anneannesinin, Ersin dedesinin, teyzesiniz beşiğini tıngır mıngır sallarken Kuzeyin aklına birden ''ben kimim'' sorusu gelmiş. Kuzey sağ elinin işaret parmağını çenesinin altına koyup düşünmeye başlamış.         Kuzey daha dünyaya gelmemiş ama sanki dünyada imiş gibi her şeyi görebiliyormuş. Genç bir adam varmış adı Cemal Mert ve bir de genç bir kadın varmış adı Simge. Bunlar nasıl olduysa olmuş Kuzey bu iki genci birbiri ile tanıştırmış. Kuzey dünyaya gelmeden önce dünyadaki insanları izliyor ve benim annem ve babam kim olmalı diye derin düşüncelere dalıyormuş.          Kuzeyin düşünceleri karmakarışıkmış çünkü bir an evvel dünyaya gelmek istiyormuş. Kuzey, Cemal Mert ve Simge'yi bir şekilde tanıştırmış ama bu seferde aklına bunların ailesi kim acaba ben nasıl bir ailede büyüyeceğim beni sevecekler m...

KÖSTEBEK AİLESİ

      Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde deve tellal iken pire berber iken Kuzey dedesini ayağında uyusun diye sallar iken aniden durmuş ve "dede sen beni uyutacakken ben seni uyutuyorum" demiş. Dedesi de Kuzey'e ''sen öyle zannet, bak şimdi seni nereye götüreceğim gözlerini sakın açma. Şimdi bak şu taşı kaldır altından ne çıkacak'' demiş. Kuzey taşı kaldırmış bir bakmış taşın altında incecik bir solucan yılan gibi kıvrılıyormuş. Kuzey hemen dedesine seslenmiş ''dede bak ne var burada.''       Solucan Kuzey'i görünce çok sevinmiş ve ''ben de seni bekliyordum Kuzey gelse de şöyle yeraltındaki dostlarımızı ziyarete gitsek diyordum. Gel bak şuradaki oyuktan içeri girelim köstebek kardeş bizi bekliyor'' demiş. Kuzey elinde solucan köstebeğin yuvasına gelmişler kapıyı çalmışlar. İçerden baba köstebek seslenmiş ''kim o yoksa Kuzey'imi getirdin solucan kardeş'' demiş,  kapıyı açmış...

KUZEYİN DENİZİ

      Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, deve tellal iken, pire berber iken, Kuzey babaannesinin beşiğini tıngır mıngır sallar iken, bir Kuzey varmış. Kuzey evdeki akvaryumda bulunan Japon balığı Bibi ile konuşurken yanına Bibo gelmiş. Hemen Bibo da kim diye soracaksınız Bibo Kuzey'in peluştan fok balığı imiş. Kuzey babaannesine balıklarını anlatırken kendini birden Türkiye'nin en kuzey ucunda ince burun fenerinde babaannesi ile denizi seyrederken bulmuş.        Kuzey, Türkiye'nin en kuzey ucunda volkanik kayalıkların içinde dalgaların kayalara vuruşu ve su ile kaya parçalarının birbirlerine karşı o hırçın hallerini seyrederken, babaannesi ve dedesi kendilerini birden Karadeniz'in hırçın sularına bırakmışlar. Babaanne ve dede başlarını dalgaların üzerinden uzatarak Kuzey'e el sallamışlar ve ''Kuzeeey sen de gelsene'' diye bağırmaya başlamışlar. Kuzey de hemen kayaların üzerinden doğru balıklama denize atlamış.     ...

D İ B İ

         Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde Kuzey dedesinin beşiğini tıngır mıngır sallarken kendisini yeşillikler içinde kocaman gövdeli ağaçların bulunduğu bir ormanın içinde bulmuş. Ağaçların yapraklarının arasından gelen güneş ışıkları Kuzey'in gözlerini kamaştırmış, Kuzey gözlerini elleriyle ovuşturup tekrar gözlerini açmış, orman o kadar güzelmiş ki anlatılacak gibi değil. Ormanın içinde çeşitli meyve ağaçları ,binbir çeşit çiçekler, böcekler. Kuzey bu güzellikler içinde az daha dedesini unutup ormanı dolaşacakmış. Bir bakmış dedesi yanında, ağacın altında mışıl mışıl uyuyormuş. Kuzey hemen dedesinin kulağına ''kaaalk'' diye bağırarak uyandırmış. ''Dede bak ne güzel bir yere gelmişiz buraya beni sen mi getirdin'' diye sormuş. Dedesi de ''evet demiş burası senin çok sevdiğin dinozorları dünyası burada dinozorları arayıp bulacağız''  Kuzey ''ama dede dinozorlar dünyadan yok olmadılar mı''...

KAR PİLOTU KUZEY

Resim
       Bir Varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde karlar ülkesinin başkenti Sinop'ta kar prensi Kuzey varmış. Kuzey kar yağdığı zaman çok mutlu olurmuş. Hep cam kenarında kar yağmasını beklermiş. Kar yağmadığı zaman da üzülürmüş. Dedesi ona hep hikaye anlatırmış hikayenin birinde de kar pilotundan bahsetmiş. Kuzey bu kar pilotu hikayesini hiç unutmamış. ''Ben de büyüyünce kar pilotu olacağım ve çocukları sevindireceğim'' demiş.         Kuzey camın önünde kar yağışını izlerken uykuya dalmış.        Kuzey büyümüş çok yakışıklı bir kar pilotu olmuş. Karlar ülkesi Sinop'a uzun zamandan beri hiç kar yağmıyormuş. Bütün çocuklar kış geldiği halde kar yağmadığı için çok üzgünmüş. Hep kar yağar gibi oluyor ama yağmıyormuş. Kar bulutları hep Sinop'un üstünde dolaşıyor ama yağmadan geçiyormuş. Çocuklar bu duruma çok üzülmüş ve bir çare aramaya başlamışlar ve akıllarına kar pilotu Kuzey gelmiş.  Hemen bir araya...

GÜZEL İNSANLAR AVNİMİZ - SELMAMIZ

Resim
 Bugün can dostumu toprağa verdik.       Dostluğumuz boyunca iyi anılarımız, kötü anılarımız oldu hiç birbirimizi kırmadık. İkimizin de ailecek birlikte bir şeyler yapmak çok hoşumuza gidiyordu. İşlerimiz elverdiği müddetçe beraber  seyahatlerimiz aile toplantılarımız oluyordu. Hafta sonları Sadi ,Uğur, İlhan, Servet, Özcan  bir araya gelip Çamlık Kafede çok güzel sohbetlerimiz oyunlarımız olurdu. Hatta bir seferinde Çamlık Kafe de Sadi, Tugay, Avni, ben, Uğur hem Avrupa kupası maçı seyrediyor hem de oyun oynuyorduk birden kafe de silahlar patlamaya başladı. Biz bir taraftan ne olduğunu anlamaya çalışıp bir taraftan da masaların arkasına tam siper olup etrafı gözlüyorduk. Silahlar ateşlenmeden önce bizim karşı masamızda 4-5 kişi sohbet ediyorlardı ve   birden silahlar konuşmaya başlamıştı. Çatışma çıkan masada bir kişi yerde yatıyor bir kişi kaçıyor bir kişi de kaçan adamı elinde silah sağa sola ateş ederek kovalıyordu. Biz olayın heyecanı ile ne ...

SENİ ÇOK SEVDİK HEP SEVECEĞİZ GÜZEL KARDEŞİM

Resim
       Karlı bir İstanbul sabahı dışarısı buz gibi sıcak yatağımdan kalksam mı kalkmasam mı diye düşünürken kalkmaya karar verdim ve hemen sanki çok önemliymiş gibi facebook'a girdim keşke girmez olsaydım, Banker kardeşimin  o hayata her zaman baktığı güler yüzü karşıma çıktı. O an beynimde şimşek çaktı banker kardeşim ebedi yolculuğuna çıkmıştı.         Ne günlerimiz geçmişti. Çocukluk, gençlik aşağı yukarı bütün hayatımız ayrı şehirlerde de olsak beraber geçmişti. Hep birbirimizden haberdardık, Bizim arkadaşlıklarımıza hep gıpta ile bakılırdı ,hala da öyle. Sinop dışında yaşayan arkadaşlar Sinop'a gittiğinde Sinop'ta yaşayan arkadaşlar İstanbul, İzmir yada başka bir yere gittiklerinde mutlaka buluşur o gök kubbede bir hoş seda bırakırdık. O kadar çok anılarımız var ki hangi birini anlatabilirim kelimelere dökebilir miyim bilmiyorum.         Bizim çocuklar küçük Ziya'nın lakabı ''Banker'' çocuklar banker kelimesini d...