GÖREMEDİĞİM DEDELERİM, TORUNUMUN GÖRDÜĞÜ DEDELERİ
Mert Kuzey dünyaya geleli 1 yıl 1 ay 15 gün oldu. Zaman su gibi akıyor. Zamana yetişmeye çalışıyoruz ama olmuyor. Zaman hep bizim önümüzden gidiyor, biz devamlı zamanı geri almaya çalışıyoruz ve devamlı hayıflanıyoruz, keşke şöyle yapsaydık ya da şimdiki aklım olsaydı şöyle yapardım gibi. İnsanoğlunun var oluşundan beri değişmeyen, herkesin hem fikir olduğu ve hayıflanmaktan başka elinden bir şey gelmeyen o durum. Yani herkes elindekini kaybettikten sonra zamanı geri çevirip düzeltmek istiyor ama olmuyor. Ben, ne anne dedemi ne de baba dedemi gördüm. Ablam, abim, annem, babam ya da tanıdıklarım dedemleri anlatınca çok hoşuma giderdi pür dikkat onları dinlerdim, çünkü bana hikaye tadında gelirdi.
Köyde iken Yusuf'un dedesi Murat Dede, Şevket Dede, orta mahallede Fikri Dede, yukarı mahalle de İsmail Dede, Mehmet Dede vardı. Onlar köyün ileri gelenleri idi. Benim de Süleyman Dedem ile Mahmut Dedem varmış ama ben hiç görmemişim. Süleyman Dedem için herkes çok kültürlü olduğunu yedi dil bildiğini anlatır, hatta bir seferinde Sinop'ta Rus uçağı düştüğünü ve düşen uçaktaki Rus pilotlarının tercümanlığını dedemin yaptığını anlatırlardı. En çok dedemi Asiye Halam anlatırdı. Çünkü halam hiç bir şeyi unutmazdı çocukluğunda yaşadıklarını bile sanki bugün yaşamış gibi anlatırdı. Bakın yine hayıflanıyorum keşke şimdi olsaydı anlattıklarını ben yazsaydım da unutmasaydım. Şimdi benim aklımda kalanlar hep bölük pörçük, bir araya getirmek oldukça zor. Halam dedemi anlatırken ''herkes ağzı açık dinlerdi'' diyordu, kimse daha tomofilleri asansörleri bilmezken o herkese bunları anlatırmış.
Ben de dede oldum ve çok mutluyum torunumla zaman geçirmek benim için her şeye değer. Beni görünce gülümsemesi, saçlarımı çekmesi, kulaklarımı, burnumu sevmesi. Bunlar basit ve anlamsız gelebilir ama benim için dünyalara değer. Ben dedelerimi görmedim, Zehra da dedelerini görmemiş, Cemal Mert ve Kadir Yağız dedelerini gördüler. Mert Kuzey de dedelerini gördü. Ne mutlu geniş aile torunlar, çocuklar, babaanneler, anneanneler, dedeler. Bundan büyük mutluluk mu var.
Zehra temmuz ayında üniversiteden Emlak ve Emlak Yönetimi bölümünden mezun oldu . Diplomasını torunuyla beraber almak istiyordu. Geçen hafta perşembe günü torunumuz Mert Kuzey, oğlumuz Cemal Mert ve kızımız Simge ile beraber diplomasını aldı. Ben, Kadir Yağız ve Bestemiz işteydik. Aslında mezuniyet töreni yapıp kep atmak istiyordu ama Mert Kuzey gelince hepsi yerine gelmiş oldu.
Hep dört gözle onunla geçirdiğim ve geçireceğim zamanları hayal ediyorum. Biraz daha büyüsün daha onunla futbol oynayacağım, gezeceğim. .Kim bilir neler yapacağız beraber, hep beraber.
Yorumlar
Yorum Gönder