DAHA HAVA KARANLIK SABAH OLMAMIŞ Kİ
Gün ışığından daha fazla faydalanmak için çıkarılan yaz saati, kış saati uygulamaları şimdi gece karanlığından faydalanmak için değiştirildi. Artık devamlı yaz saatindeyiz. Gören de hep gün ışığından faydalanıyoruz zanneder. Belki de gün ışığının ismi gün karanlığı olarak değişmiştir bilmiyorum.
Evimiz tam Dr. Sait Darga İlköğretim okulunun karşısında ve burada oturmaktan çok mutluyum. Milli bayramlarda okul kutlamalarını seyretmek çok güzel oluyor. Kutlamalarda öğrencilerin, velilerin ve okul yöneticilerinin heyecanı bir başka oluyor. Hele o küçük ana okulu öğrencilerinin gösteri esnasında ki doğal hareketleri umursamazlıkları etrafı seyretmeleri hepsinin de kendi kafalarına göre oynamaları bir başka güzel oluyor.
Bu kadar gün ışığından gün karanlığından okuldan bahsettikten sonra okulun günlük yaşamından da bahsetmeden olmaz. Biz sabah 07 de kalkıyoruz ve salonda cam kenarında okul manzarasında kahvaltı yapıyoruz.Kahvaltıya oturunca camdan okuldaki yaşantıya şahit oluyoruz. Saat 07.00 hava zifiri karanlık tam uyku saati ama öyle değil, sokaklar yavaş yavaş hareketleniyor. Okulun demir kapısı açılıyor ve önce güvenlik görevlisi sonra okulun hizmetlisi ve muhtemelen okulun ana sınıfı öğretmeni geliyor. Yavaş yavaş, sınıf sınıf okulun ışıkları açılıyor çünkü gün karanlığından faydalanıyorlar. Sonra okululun kapısında bir araba duruyor ve 9-10 yaşlarında bir kız çocuğu iniyor ve uykulu bir şekilde okulun dış kapısından içeri giriyor Atatürk büstünü geçiyor okula giriyor ve okulun en üst katına çıkıp önce koridoru sonra da sınıfına girip sınıfı aydınlatıyor tabi ki önce kendi ışığıyla, sonra gün karanlığıyla ve nihayet elektrikle sınıf aydınlanıyor. Önce montunu asıyor, sonra cam önündeki sırasına yerleşiyor. Aşağıda güvenlik görevlisi o karanlıkta okulun bahçesinde dubalarla yolu ikiye bölüp servislerle öğrencilerin karışmasını engelliyor. O sırada anne ve babasının arasında 4-5 yaşlarında bir kız çocuğu okula giriyor ve hemen anne babasının elini bırakıp koşarak bahçede yerde çizili olan sek sek çizgilerinde sabah dansını yaparak tekrar anne babasının elinden tutarak giriş kattaki sınıfın girip o da orayı aydınlatıyor. Daha saat 07.30 da bir anne kızını getiriyor 1. kata çıkan çocuk sınıfının ışığını yakıyor ve derse hazırlanıyor. Daha sonra birkaç öğrenci anne babasıyla geliyor ve aileler bunları o karanlıkta bırakıp işlerine gitmek zorunda kalıyor.
Kantinci bey motoruyla geliyor motorunu park edip kaskını çıkarıyor, montunu katlıyor motorun bagajına koyuyor, demir kapıyı açıp kenara dayıyor ve içeri girerken daha önce kapıya bırakılmış olan koliyi içeri alıyor.
O çocuklar saat 09.00 a kadar derslerinin başlamasını bekliyor. Hepsi ayakta uyuyor, ne uğruna bu kadar erken geliyorlar gün ışığı/karanlığından faydalanıp devletimiz tasarruf etsin diye. Biz her gün bu döngüyü seyrediyoruz, çocuklardan biri gecikse merakla bekliyoruz, geç kaldılar diye.
Geçen akşam abimler geldi torunları Yaz da vardı. Sabah Yaz'ı okula gitmek için kaldırınca Yaz annesine ''anne daha her yer karanlık sabah olmadı biraz daha uyuyalım'' diye sitem ediyormuş.
Çocuklar çok haklılar, eskinin deyimiyle sabahın köründe kalkıyorlar, yolları çookkk uzun ve zor, Allah yardımcıları olsun.
Evimiz tam Dr. Sait Darga İlköğretim okulunun karşısında ve burada oturmaktan çok mutluyum. Milli bayramlarda okul kutlamalarını seyretmek çok güzel oluyor. Kutlamalarda öğrencilerin, velilerin ve okul yöneticilerinin heyecanı bir başka oluyor. Hele o küçük ana okulu öğrencilerinin gösteri esnasında ki doğal hareketleri umursamazlıkları etrafı seyretmeleri hepsinin de kendi kafalarına göre oynamaları bir başka güzel oluyor.
Bu kadar gün ışığından gün karanlığından okuldan bahsettikten sonra okulun günlük yaşamından da bahsetmeden olmaz. Biz sabah 07 de kalkıyoruz ve salonda cam kenarında okul manzarasında kahvaltı yapıyoruz.Kahvaltıya oturunca camdan okuldaki yaşantıya şahit oluyoruz. Saat 07.00 hava zifiri karanlık tam uyku saati ama öyle değil, sokaklar yavaş yavaş hareketleniyor. Okulun demir kapısı açılıyor ve önce güvenlik görevlisi sonra okulun hizmetlisi ve muhtemelen okulun ana sınıfı öğretmeni geliyor. Yavaş yavaş, sınıf sınıf okulun ışıkları açılıyor çünkü gün karanlığından faydalanıyorlar. Sonra okululun kapısında bir araba duruyor ve 9-10 yaşlarında bir kız çocuğu iniyor ve uykulu bir şekilde okulun dış kapısından içeri giriyor Atatürk büstünü geçiyor okula giriyor ve okulun en üst katına çıkıp önce koridoru sonra da sınıfına girip sınıfı aydınlatıyor tabi ki önce kendi ışığıyla, sonra gün karanlığıyla ve nihayet elektrikle sınıf aydınlanıyor. Önce montunu asıyor, sonra cam önündeki sırasına yerleşiyor. Aşağıda güvenlik görevlisi o karanlıkta okulun bahçesinde dubalarla yolu ikiye bölüp servislerle öğrencilerin karışmasını engelliyor. O sırada anne ve babasının arasında 4-5 yaşlarında bir kız çocuğu okula giriyor ve hemen anne babasının elini bırakıp koşarak bahçede yerde çizili olan sek sek çizgilerinde sabah dansını yaparak tekrar anne babasının elinden tutarak giriş kattaki sınıfın girip o da orayı aydınlatıyor. Daha saat 07.30 da bir anne kızını getiriyor 1. kata çıkan çocuk sınıfının ışığını yakıyor ve derse hazırlanıyor. Daha sonra birkaç öğrenci anne babasıyla geliyor ve aileler bunları o karanlıkta bırakıp işlerine gitmek zorunda kalıyor.
Kantinci bey motoruyla geliyor motorunu park edip kaskını çıkarıyor, montunu katlıyor motorun bagajına koyuyor, demir kapıyı açıp kenara dayıyor ve içeri girerken daha önce kapıya bırakılmış olan koliyi içeri alıyor.
O çocuklar saat 09.00 a kadar derslerinin başlamasını bekliyor. Hepsi ayakta uyuyor, ne uğruna bu kadar erken geliyorlar gün ışığı/karanlığından faydalanıp devletimiz tasarruf etsin diye. Biz her gün bu döngüyü seyrediyoruz, çocuklardan biri gecikse merakla bekliyoruz, geç kaldılar diye.
Geçen akşam abimler geldi torunları Yaz da vardı. Sabah Yaz'ı okula gitmek için kaldırınca Yaz annesine ''anne daha her yer karanlık sabah olmadı biraz daha uyuyalım'' diye sitem ediyormuş.
Çocuklar çok haklılar, eskinin deyimiyle sabahın köründe kalkıyorlar, yolları çookkk uzun ve zor, Allah yardımcıları olsun.
Yorumlar
Yorum Gönder