ÇAY PİŞTİ, EKMEKLER KIZARIYOR
Askerden geldikten sonra Özel idare tarafından yapılan Karakum Tatil Köyünde işe başladım. Çalışma saati 24 saat hem orada kalıyorum hem çalışıyorum. Tatil köyü merkeze uzak
o zaman dolmuş, belediye otobüsü gibi ulaşım araçları yok, ya özel arabanla ya da yürüyerek gidip geliniyor. Yaz günleri gelip giden çok oluyor ama kışın in, cin top oynuyor. Kışın geceleri sabaha kadar üç beş araba ya geçiyor ya geçmiyor. Geçenlerde kafayı bulmuş oluyor.
Ben sabaha kadar resepsiyonda oluyorum. Arkadaşlarda 150 Meftun bankada, Banker Ziya YSE de, Desot Mahmut devlet hastahanesinde çalışıyor, İhsan da da damperli kamyon var. odun çekiyor. Bazen beraber çalışıyoruz. Mezbahane'nin oradaki odun deposundan kamyonu yüklüyoruz ve evlerin önüne boşaltıyoruz. Bu iş bayağı kas yaptırıyor. Akşamları işten çıkan arkadaşlar Sinop'ta canları sıkılınca yürüyerek otele geliyorlar. Sinop'la Karakum arası 2-3 km var.onlar otele geldiklerinde, kafaları iyi, biraz yorgun ve biraz karınları açıkmış oluyor.
Yine böyle bir gün Meftun, Banker, Desot,Neco ,İhsan otele geldiler. Geldiler ama gülmekten
yerlere yatıyorlar.Ben de ne oldu anlatsanıza diyorum. Hepsi birden Desot'a dönüp anlatsana diyorlar.
Desot Mahmut'ta anlatırım ama karnımızda aç diyor. Ben hemen mutfağa gidip çayı koyuyorum, ekmekleri kızartıyorum ve Mahmut başlıyor anlatmaya. Sinop'ta Tokur Ahmet diye bir abimiz var boksör, Desot'un tepesinden bakar, iri yarı .Desot'la aralarında bir şeyler oluyor Tokur Ahmet abi Desot'a ''oğlum bak git'' diyor, Mahmut gitmiyor.O ''git'' diyor Mahmut gitmiyor ve o sırada Mahmut bir yumruk sallıyor ve yumruk boşa giderken Tokur Ahmet abi yumruğu yapıştırıyor, Desot yerde. Desot Mahmut bunu hem anlatıyor hem de yumruğu atış ve yumruğu alış sahnesini bire bir yapıyor. Anlatması bittiğinde ''hadi kardeşim yemeğimizi yiyelim'' diyor ben de ''tamam kardeşim çay pişti ekmekler kızarıyor'' diyorum ve bu sahne defalarca tekrarlanıyor ve sonunda Mahmut anlatmaktan bitap düşünce çay demlenmiş, ekmeklerde kızarmış oluyor.
o zaman dolmuş, belediye otobüsü gibi ulaşım araçları yok, ya özel arabanla ya da yürüyerek gidip geliniyor. Yaz günleri gelip giden çok oluyor ama kışın in, cin top oynuyor. Kışın geceleri sabaha kadar üç beş araba ya geçiyor ya geçmiyor. Geçenlerde kafayı bulmuş oluyor.
Ben sabaha kadar resepsiyonda oluyorum. Arkadaşlarda 150 Meftun bankada, Banker Ziya YSE de, Desot Mahmut devlet hastahanesinde çalışıyor, İhsan da da damperli kamyon var. odun çekiyor. Bazen beraber çalışıyoruz. Mezbahane'nin oradaki odun deposundan kamyonu yüklüyoruz ve evlerin önüne boşaltıyoruz. Bu iş bayağı kas yaptırıyor. Akşamları işten çıkan arkadaşlar Sinop'ta canları sıkılınca yürüyerek otele geliyorlar. Sinop'la Karakum arası 2-3 km var.onlar otele geldiklerinde, kafaları iyi, biraz yorgun ve biraz karınları açıkmış oluyor.
Yine böyle bir gün Meftun, Banker, Desot,Neco ,İhsan otele geldiler. Geldiler ama gülmekten
yerlere yatıyorlar.Ben de ne oldu anlatsanıza diyorum. Hepsi birden Desot'a dönüp anlatsana diyorlar.
Desot Mahmut'ta anlatırım ama karnımızda aç diyor. Ben hemen mutfağa gidip çayı koyuyorum, ekmekleri kızartıyorum ve Mahmut başlıyor anlatmaya. Sinop'ta Tokur Ahmet diye bir abimiz var boksör, Desot'un tepesinden bakar, iri yarı .Desot'la aralarında bir şeyler oluyor Tokur Ahmet abi Desot'a ''oğlum bak git'' diyor, Mahmut gitmiyor.O ''git'' diyor Mahmut gitmiyor ve o sırada Mahmut bir yumruk sallıyor ve yumruk boşa giderken Tokur Ahmet abi yumruğu yapıştırıyor, Desot yerde. Desot Mahmut bunu hem anlatıyor hem de yumruğu atış ve yumruğu alış sahnesini bire bir yapıyor. Anlatması bittiğinde ''hadi kardeşim yemeğimizi yiyelim'' diyor ben de ''tamam kardeşim çay pişti ekmekler kızarıyor'' diyorum ve bu sahne defalarca tekrarlanıyor ve sonunda Mahmut anlatmaktan bitap düşünce çay demlenmiş, ekmeklerde kızarmış oluyor.
Yorumlar
Yorum Gönder